Ülkemizde her geçen gün karşımıza çıkan sorunlardan bir tanesi de kalp krizidir. Özellikle de ülkemizde ölüm oranının en fazla olduğunu durumlardan birisi de kalp krizi olmaktadır. Bu yüzden sizlere bu konu hakkında bilgiler aktaracağız.
Kalbi beslemekte olan atar damarlarda gelişen herhangi bir ani tıkanma kalp kaslarının yeteri kadar oksijen alamamasına sebebiyet vererek kalp dokusunda da hasarlara yol açabilmektedir. Kalbe olan kan akışından sorumlu olan atar damar duvarlarında yağ ve kolesterol gibi maddeler birikiyor ve plak olarak da isimlendirilen yapıları oluşturuyorlar. Bu plaklar da zaman içerisinde çoğalarak damarları daraltır ve üzerlerinde de çatlaklıklar oluşur. Bu çatlaklıklardaki meydana gelen pıhtılar da damarları tıkayarak kalp krizlerine neden olmaktadır. Zamanında ve doğru bir müdahale yapılarak damarlar açılmaz ise kalp dokusu kaybı da meydana gelmektedir. Bu kayıp da kalbin pompalama gücünü azaltır ve kalp yetmezliği de oluşur. Ülkemizde her sene ortalama 200 bin kişi kalp krizi sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Bu oran da neredeyse trafik kazası sebebiyle yaşanan ölümlerin yaklaşık 30 katı kadardır.
Kalp Krizi Nasıl Gerçekleşir?
Kalp krizi genel olarak koroner arter hastalığı olarak da adlandırılan, koroner kalp hastalığı (CHD) sonucu olarak gerçekleşmektedir. Koroner kalp hastalığı ise koroner arterler içinde oluşan ve koroner arterleri de kapatan, hafif mumsu bir dokunun koroner arterlerden kan geçmesini engellemesi ile gerçekleşmektedir. Bu arter de yani koroner arter kalbe yoğun olarak oksijenli temiz kanı getirmektedir.
Arterin içinde mumsu doku dediğimiz dokunun oluşması durumuna da atherosiklerosis denmektedir. Bu mumsu olan doku da böyle 1 senede oluşabilen bir doku değildir. Arterin içinde uzun seneler boyunca oluşmaya devam etmektedir.
Bazen de bu mumsu dokunun bir bölümü arterin içinde kopmaktadır. Bu parça da kalp damarlarının içerisinde yüzeyde kan pıhtılaşmasına neden olur ve belirli bir yerde de kalp damarlarını tıkayabilir. Eğer ki bu pıhtı yeteri kadar büyük olur ise koroner artere doğru olması gereken kan akışını da durdurur.
Eğer ki bu kan akışının durması da hızlı bir şekilde tedavi edilmez ise, arter tarafından beslenen kalp kaslarının o bölgesinde ölüm işlemi başlayabilir ve kalbin atışı da durmaya başlar. Sağlıklı bir kalp dokusu yaralı doku ile yer değiştirmektedir. Bu kalp hasarı da açık bir şekilde belli etmeyebilir. Ancak pek çok uzun soluklu problemlere de sebebiyet verecektir.
