Polisiye edebiyatın tartışmasız en büyük ismi İngiliz yazar Agahta Christie’dir. Bu yıl doğumunun 125. yılı kutlanıyor. Geride bıraktığı mirasın üç kuşak torunlarına bol bol yetecek durumda olduğu söyleniyor. Mirasın büyüklüğü konusunda hiç şüphe yok. Çünkü sadece Fare Kapanı adlı kitabından tiyatroya uyarlanan oyunun Londra sahnelerinde aralıksız 22 yıl oynadığı biliniyor. Onun adına kurulmuş Agahta Christie Vakfı bu yılın şerefine yazarın az bilinen taraflarını yayın kuruluşları ile paylaştı.
Çok Az Avansla Başladı
Yazarın aslında bir yazar olmaya niyeti yokmuş. Sadece kendisine yazı yazma konusunda meydan okuyan kız kardeşine bunu yapabileceğini göstermek için başlamış. En sevdiği yazarlar arasında Graham Green adındaki başka bir İngiliz casus romanları yazarı da varmış. Christie, Birinci Dünya Savaşı sırasında revirde çalışırken birçok ilaç ve zehrin kimyasal bileşenlerini öğrenmiş. Bayan Agahta hayatı boyunca gazetecilerden uzak, göze batmadan yaşamış. İlk romanı “Ölüm Sessiz Geldi” için yayınevinden sadece 25 sterlin almış.
Polisiyenin Kraliçesiydi O
Kendi yarattığı kahramanı olan Hercule Poirot’un herhangi bir çiziminin kitap kapaklarında yer almasına hiç izin vermemiş. En sevilen eserlerinden olan Şark Ekspresinde Cinayeti’i yazdığında, kitaba esin kaynağı olan gerçek olaydaki katil hala bilinmiyormuş. Kendisi önce ses kayıt cihazına hikayeyi kaydeder, sonra daktiloyla yazarmış. Ve kendisi aslında mükemmel bir piyanistmiş ama sahne korkusu yüzünden ilerleyememiş. İyi de olmuş diyebiliriz. Çünkü pek kimsenin ciddiye almadığı polisiye tür onunla neredeyse bir sanat haline geldi.
